Translate

17 Ekim 2015 Cumartesi

Hastalıklara Karşı Bakış Açısı

           Bu gün bir yazı dizisine başlamak istedim. Düşünceme göre 3-4 bölümlük bir yazı dizisi olacak. Herkesin keyif alacağı ve bir şeyler öğrenebileceği en azından fikir sahibi olacağı bir şey olmasını istedim ve hastalıklara karşı bakış açımızı irdeledim umarım keyif alırsınız...

                                           Hastalıklara Karşı Bakış Açısı




       Hepimiz diyor muyuz, evet ben sağlıklıyım benim hiç bir problemim yok diye? Bazılarımız bunu söyleyebilir bazılarımız içinse hayat hiç kolay değil. Bağışıklık sistemi zayıf olan insanlar, yaşlılar ve çocuklar çok sık hasta olur buna sizde tanıklık etmişsinizdir. Basit bir gripten tutunda komplike bir hastalığa kadar. Dirençli olanlarımız hastalıklara geç ve az yakalanırken bağışıklık sistemi zayıf olanlar daha sık ve daha erken hastalıklara yakalanıyor. Her hastalık için tabi ki geçerli bir durum değil bu. Ölümcül olan hastalıklarda genlerimizden tutunda yaşam tarzımız, yediğimiz besinler, çalıştığımız iş, düşünce tarzımız hastalığa yakalanmamız da etken oluyor. Sigaranın, alkolün bazı kanser türlerini arttırdığını, kötü beslenmenin kalp damar hastalıklarını tetiklediğini, yoğun stres yaşayan bireylerin depresyona ve kalp krizi geçirmeye yatkın olduğu aşikar.

       Ölümcül hastalıklarda da her ne kadar iş değişse de sağlıklı ve stressiz bir yaşam hastalıkları önemli ölçüde engelliyor. Tabi ki yüzde yüz değil fakat önemli ölçüde! İnsanoğlu maalesef geleceği görme yetisine sahip değil bu yüzden önceden yakalanacağımız hastalıkları ya da yaşayacaklarımızı bilmiyoruz. Günü kurtarmanın tek yolu ise hastalıklar için düzenli kontroller. Bu kontroller kan tahlili olabilir, idrar tahlili olabilir, check up dediğimiz ayrıntılı bir tarama olabilir. Buna siz, hekiminiz ve tabi ki bütçeniz karar verecek. Hepimiz hasta olabiliriz fakat önceliğimiz erken teşhis olmalı. İyileşilemeyecek bir hastalık yok tedavi de geç kalınmış hastalıklar var. Tedaviye cevap verme ya da vermeme durumu ise vücudun tepkisiyle alakalı. Resmin tamamına baktığımızda aslında iyileşme sürecinin bir zincir olduğunu görüyoruz yani aslında herşey mümkün!

       Gelelim psikiyatrik hastalıklara. Pskiyatrik hastalıklar için de bazı ön sinyaller var. Önemli olan bunların bir psikiyatrik hastalık belirtisi olduğunu anlamak. Örneğin birden ortaya çıkan uyku probleminiz, geçmeyen bir melankolikliğiniz, normalde yapmadığınız davranışları göstermeniz gibi...  Psikiyatrik hastalıklar için de kan tahlili yapılıyor. Kanınızda eksik olan bir bileşen, bir hormon ya da bir vitamin sizin duygu durumunuzu ve davranışlarınızı etkiliyor olabilir. Tabi bu kan tahlili genelde bireyler polikliniklere rahatsızlıkları şikayetiyle başvurduklarında oluyor. Psikiyatrik hastalıklar için kesinlikle geçmez damgası vurmak yanlış olur çünkü birçok hasta iyileşmiş bir biçimde taburcu oluyor hastaneden. 

     Ne diyordum, iyileşilemeyecek değil geç kalınmış hastalıklar vardır... Bir sonra ki yazı da hastalanan yakınınız ise neler yapabileceğimiz konusunda bir şeyler paylaşacağım. 

     Pozitif kalın... :) 

                                                                                                                                                                                                 GÖKSU YILAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder